Cevdet Aykan Demir

Tahkim kurulu başkanı - Engin Tuzcuoğlu Dün Çağlayan'da tarihin belki de en çok konuşulan davasında duruşma günüydü. Şike çetesi lideri olarak suçlanan Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım salı günü yapılan duruşmada perşembeyi bekleyin göreceksiniz demişti. Medya ve futbolseverler sanırım herkesin bilmediği bir şeyler söylecek ve o sözüm ona meşhur savunması ile bombayı patlatacak diye bekledi.

Bulent Uygun - Fanatil köşe yazarı Türkiye Fair-Play Platformunun ulusal medyadaki gazetelerin nerdeyse tamamında yayınlanan ilanı, Fanatik gazetesi tarafından etik bulunmadığı için yayınlanmadı. Bakın şu etik diyenlere, Şike çetesi üyesi olmakla suçlanan ve aylarca hapiste yatan, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Bülent Uygun'a köşe yazarlığı veren gazete diyor bunu. İnanabiliyor musunuz? Türkiye'de başka futbol yazacak adam mı yoktu? Adam derken yanlış anlaşılmasın kimsenin adamlığını sınamak bana düşmez ama kimlerin temiz ve etik yazarlık yapacağını yorumlamak fazlasıyla düşer. Bülent Uygun'a yazı yazdırmak etik mi? Şike davası boyunca, hep birilerinin mağduriyetinden bahsedip onların lehine olan en ufak bir şeyi bile manşetlere taşırken aleyhinde olan tek haber yaptınız mı? Yaptıysanız nasıl yaptınız? Ya bu birilerinin karşısında olanları hiç düşündünüz mü? Bu işten sadece onlar mı mağdur? Ebe gönlün kalmasın diye iki kıytırık yazı ile ...

Temiz futbol gazete ilanı Türkiye bu ilanı konuşuyor. Ulusal medyadaki tüm gazetelerde, Türkiye Fair-Play Platformu tarafından verilen ilan gündeme bomba gibi düştü. Uefa toplantısının ülkemizde yapıldığı günde Uefa başkanı Platini ve Uefa yetkililerine hitaben yazılan ilanın Türkçe, Fransızca ve İngilizce yayınlanması dikkati çeken bir başka detay.

derby Sözüm ona futbol ülkesi Türkiye'de bir haftadan beri konuşulan derbi maçından bahsediyorum. Şike davasında çözüm buldunuz mu? Aklandınız paklandınız da derbiniz mi eksik kaldı.

Formalite maçlarndan birisi olan Sivasspor maçını geride bıraktık. Bu ligde şuan olmaması gereken kücük kardeş ile zalimlerin düzeni bozulmasın diye oynatılmak zorunda kaldık. Bir taraftar olarak ne yar'dan ne de ser'den geçemeyip 90 dakikalık bir heyecan yaşadık. Alanzinho ile çoştuk, Volkan ile şenlendik. Yenmemiz gerekiyordu yendik. 2-1 Gerek stadda, gerek televizyonları başında, gerekse internette desteğini esirgemeyen ve geriye düşse bile yenecegiz nasıl olsa diyerek takıma olan güveni sergileyen taraftara teşekkür edip saygı duymak lazım. Hafta içi takıma ceza aldırmamak için küfür etme, ettirme mesajlarının yerini bulmuş olması da gecenin öne çıkan güzelliğiydi.

Şike davasında tutuklamaların olduğu ilk günlerde Erman Toroğlu, telegol programına Bordum'dan canlı yayınla bağlanmıştı. Türk futbolundaki kirli oyunlara son vermek için bu operasyonu gerçekleştiren emniyete, savcılığa ve siyasi iradeye teşekkür etmişti. Hemen ardından da futbolu yönetenlerin önünde iki yol olduğunu ve bu yolların hangisini tercih edeceklerini merak ediyordu. Neydi bu yollar, 1. Şike'ye adı karışan kulüp, kişi kim varsa cezalandırmak ve futboldan uzaklaştırmak 2. Olayı uzatabildiğince uzatıp sulandırmak ve zamana yaymak. Halkın gazını alıp hiç bir şey olmamış gibi devam etmek.

Malum sebeblerden dolayı futboldan ve güzelliklerinden neredeyse soğudumuz şu günlerde belki de hayatımda ilk defa bir Trabzonspor maçının olduğu gün heyecansız bir güne uyanmıştım. Güneşli bir pazar günüydü. Soğuk havalardan bunalmıştı tüm İstanbul'lular. Güneşi gören atıyordu kendini sokaklara. Hem pazar hem de güneş. Bundan daha iyi bir pazar günü olabilirmiydi? Ben ise bu pazarı dinlenerek geçirmeyi planlamıştım. Zaten Trabzonspor'un maçı da seyircisiz olacağından başka yapacak bir şey de yoktu benim için.

2020 Olimpiyatlarına aday olduk. Her organizasyona bin bir ümitle olduğumuz gibi. Olimpiyat ve İstanbul... Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Gençlik ve Spor bakanı Suat Kılıç; dün adaylık süreci ve yapılacakları anlattı kamuoyuna. Haydarpaşa'ya 100.000 kişilik stad yapılacağını, açılışta konukların tarihi yarım adayı, kız kulesini, bogazın güzelliklerini göreceklerini söyledi. Klasik iki kıta olayı vesaire vesaire. Sonra da medyadan destek istedi.